20070501

may.

gerçek mayıs kralına tacını giydirdikleri gün ( ya da zaten delinin biri olan o kendisi geçirmişti kafasına çekirdek külahını) orada değildim. her zamanki gibi bir fotografını bulmuştum. diğerleri gibi. başkalarının anılarını kendi anılarımmış gibi saklamaya hala devam ediyorum. o başkaları o kadar güzel bakmaya devam ederlerken fotograflarda, yazılarda, yaşamlarında bundan nasıl vazgeçebilirim.
bugün sana külahını ben veriyorum allen. yanındaki mayolu kadının peşine düşüyorum bu kez de. morrison kalçalarına dokunuyor kadının, richard ise ellerini bir silah şeklinde birleştirmiş teknenin arkasında oturup uzağa bakıyor. nereye baktığını göremiyorum ama biliyorum. ölüm onlara gülümsüyor. ayaklarını kanatarak dans eden kadın yok fotograflarda. onun gerçek olmadığını düşünüyorum. o ayaklar onun olmamalıydı. bizim geldiğimiz yerde bu beden de bizim olmamıştı.

"sarılırız umutsuzluğun amlarına
ve siklerine"

hiçbir şeyi daha çekilir yapamam ama her şeyin bir bok parçasından daha iyi olmadığını duyumsayabiliyorum. bu da beni göklere mi çıkartıyor. hayır. bana ne yaptığına bir bak!

aynadaki puslu görünümü
seviyorum
kırık ve çatlak
bir ses gibi
yayılıyor görüntü
pikap iğnesinin
boşlukta dönmesi gibi
rahatlatıcı hem
oommmmmmmm
ya da
bir haiku
yeşil biberle
salata yapma
veya
bokun üstüne konan
sineği öpme-k

her şey olmak iyi de
... daha da iyi.
mayakovski;
sen olsan olmak için ne derdin.

arkası yok.
belirli bir düş.
mor bavul, bordo istasyonda
kaldı, gene.









m.

1 yorum:

pk. dedi ki...

ne kadar çok insan var içinde.
benim işim ne ki, elimden tek gelen hissetmek.
içimden gelen, keçen insanları his.setmek.
yapabileceğim tek şeyi yapıyorum.

hiçbirşey bi bok parçasından iyi değil, yağmur sokaktaki bokun kokusunu bastırsa da erimiş bok güneş çıktığında her zamankinden daha çok kokar ve görünür. daha iğrenç diycektim, vazgeçtim. ne ki iğrenç. çok sadece. fazla.










m,
çok fazla et var.